Doç.Dr.Fahri Yetişir, Akut apandisit problemine dikkat çekti.
Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Fahri Yetişir, Apandisitin kalınbağırsağa açılan ağzının tıkanması sonucunda şişmeye başladığını belirterek, “Ağzı tıkanmış olan apandisitin şişmesi devam eder, bir aşamadan sonra buradaki lenfatik akın kan dolaşımı durur ve apandisitin duvarında nekrozlar (çürüme) oluşarak duvar bütünlüğü bozulmaya başlar. Eş zamanlı ağzı tıkalı olan apandisit içerisindeki sıvıdaki mikroplar hızla çoğalmaya başlarlar ve apandisiti daha da şişirirler. Apandisitin bu aşamadan sonra tanı ve tedavisindeki gecikme ile orantılı olarak apandisit içerisindeki mikroplar kan yolu ile vücuda geçmeye başlar ve bunun sonunda vücutta karın ağrısı yanında ateşte olmaya başlar. Laboratuvar bulgularında da iltihap bulguları görünmeye başlar. Bu aşamadan sonrada tedavide gecikilmesi durumunda içerisi tamamen şişmiş olan ve duvarında kan akımının azalması sonrasında çürümelerin olduğu bir alandan apandisit patlar ve tüm mikrop dolu olan içeriği karın içerisine akmaya başlar. Halk arasında apandisiti patlamış ve zehirlemiş dedikleri karın içi sepsis tablosu oluşur” dedi.
Akut apandisitin çok sık rastlanılan bir durum olduğunu kaydeden Doç.Dr. Yetişir, “Acil genel cerrahi ameliyatlarının büyük bir kesimini akut apandisit ameliyatları oluşturmaktadır. Tüm insanların yüzde 7 si akut apandisit nedeni ile apandektomi geçirir. 20-40 yaşları arasında en sık rastlanır. Karın ağrısı yapan diğer hastalıklar ile çok karışır. Bu nedenle teşhis koymak bazen çok zor olabilir ve tanı koymada geç kalınabilir. Akut apandisit hastalığının bulgu ve belirtileri hastalığın her evresinde farklı olabilir bu nedenle hastalığın hangi evrede olduğu da çok önemlidir. Mesela hastalığın ilk evresinde tam yeri belli olmayan göbek çevresinde ağrısı varken hastalık biraz ilerleyince sağ alt tarafa sınırlandırılmış olan ağrısı olabilir, hastalık biraz daha ilerler ve apandisit patlarsa ilk anda kısa bir süreliğine rahatlama hissetmekle birlikte ilerleyen aşamada karnın her tarafına yayılan şiddetli ağrısı olabilir. Patlamış apandisit sonrasında hala geç kalınırsa hasta septik bir tabloya girebilir. Hastaların çoğunda tanıyı koyduracak tek bir bulgu, semptom veya tanısal test yoktur. Karın ağrısı ile gelen her hastada apandisitte düşünülmeli ve o yönde değerlendirilmelidir, apandisit teşhisi atlanılmamalı ve tanıda geç kalınmamalıdır. Apandisit erken teşhis ve tedavi ile küçük cerrahi diyebileceğimiz bir ameliyatken tanı ve tedavide geç kalınması durumunda ölüme dahi götürebilen tedavisi gittikçe zorlaşan çok ağır tablolarla karşılaşabiliriz” diye konuştu.
Akut apandisit ameliyatı 20 dakikalık çok kolay bir ameliyat olabileceği gibi bazen kalın bağırsağın sağ tarafının tamamen alınması gereken komplike bir hal alabildiğini ifade eden Dr. Yetişir, “Akut apandisit bir cerrah için bazen hem tanı koymak hem de tedavi etmek çok zorlaşabilir. Akut apandisit belirti ve bulgularını birkaç etapta incelemek gerekmektedir. Her etapta bulgu ve belirtiler bir miktar değişmektedir. İlk etapta(ilk 6-8 saat) bulguları: Ağrı; Tüm apandisit hastalarında görülür, genellikle göbek çevresinde başlar ve hastalığın ilerleme hızına göre sağ alt kadrana lokalize olabilir. İştahsızlık; Ağrıdan sonra ikinci sıklıkta görülen şikayettir ( yüzde 95-100) Genellikle iyi sorgulanırsa tüm hastalarda az veya çok vardır. Genellikle ağrıdan daha önce başlamıştır. Bulantı ve kusma: Hastaların yüzde 75-90 ında görülmektedir. Hastanın büyük tuvaletini ve gazını yapamaması İkinci etap: Bu etap hastadan hastaya değişmekle birlikte genellikle 6-8 saat sonra oluşur. Bu aşamada ağrı sağ alt kadranda lokalize olur (somatik ağrı-parietal ağrı). yüzde 30-40 hastada klasik visseral-somatik ağrı periyodunu izlemeyen atipik bir ağrı vardır. Retroçekal ve pelvik yerleşimli hastalarda atipik ağrı oranı daha sıktır, yaşlılarda ise sıklıkla tipik ağrı görülür. Hasta sağ uyluğunu karnına çekerek ağrıyı azaltmaya çalışır. Apandisit hastalarında belirtilerin zaman sıralaması: İştahsızlık, bulantı, kusma, ağrının sağ alt kadrana yer değiştirmesi ve Subfebril ateş” ifadelerini kullandı.
Akut apandisit tedavisine geç kalınmaması gerektiğini belirten Dr. Yetişir, “Önce standart akut apandisit hali meydana gelir ardından kişiden kişiye değişen zaman aralığında apandisit in komplikasyonları meydana gelmeye başlar. Bunların başlıca; Apandisitin perforasyonu, en sık karşılaşılan komplikasyonudur. Perforasyon riski çocuklarda ve yaşlılarda daha sıktır. Blastron oluşturması: Karın içindeki diğer organlar iltihap gelişen apandisiti çevreleyerek olayı yatıştırmaya çalışır. Omentum ince bağırsaklar ve kalın bağırsak apandisiti çevrelemeye çalışır ve bir kitle gibi yapı oluşturur. Periapandiküler apse: Plastron oluştuktan sonra içerisinde mikro apse odakları oluşabilir ve bu ilerleyebilir. Pileflebit: Apandisit sonrasında portal damarlar yolu ile oluşan damar tıkanıkları oluşturan ağır bir tablodur. Karaciğerde pyojenik apseler görülebilir. Akut apandisit tanısı konulan hastada titreme ile yükselen ateş, intermittent karın ağrısı, sarılık varsa pilefilebit düşünülür. Sepsis: Apandisit perforasyonundan sonra veya periapendiküler apseden sonra olay ilerleyip tüm karına yayılıp karın içi sepsis ve yaygın sepsise dönüşebilir. Yaşlılarda akut apandisit: insidansi gençlere göre az olmakla birlikte morbidite ve mortalite belirgin şekilde yüksektir. Bulgular atipik olduğundan tanıda gecikilir. 80 yaş üstünde perforasyon oranı yüzde 49,mortalite yüzde 21 olarak rapor edilmiştir. Gebelerde akut apandisit: Gebelerde akut apandisit insidensi 2000 gebelikte 1 dir. İlk iki trimestrde daha sıktır.3.trimestrde gebe uterusun apendiksi üst-dış tarafa itmesiyle tanı zorlaşır. Ultrason tanıda yardımcıdır. Çocuklarda akut apandisit: Erken çocukluk döneminde tanı koymak erişkin hastalara kıyasla çok zordur. Anamnez alınamaması ve GİS yakınmaları şeklindeki başlangıç ve seyir nedeniyle perforasyon sıktır. Omentumun gelişmemiş olması plastron oluşumunu da engellediğinden jeneralize peritonit oluşur. 5 yaş altındaki olgularda (-) apendektomi oranı yüzde 25, apendiks perforasyonu oranı yüzde 45 civarındadır. 5-12 yaş arası bu oranlar sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 20 ye geriler” açıklamalarında bulundu.
22.02.2019 12:57:59