CHP’nin düzenlediği Suriye konferansına ilişkin konuşan Çelik, “Daha önce CHP sözcülerinin çok oryantalist bir yaklaşımı vardı. Ortadoğu meselelerini Ortadoğulular çözsün gibi ilkel bir oryantalizm içerisindeydiler. Şimdi Ortadoğu meselelerini Ortadoğulular çözsün gibi bir oryantalizmin dışına çıkmaları sevindiricidir bir meseleyi ele alıp konferans düzenlemeleri. Türkiye’nin buraya kuracağı güvenli bölgenin ‘soykırım koridoru’ olduğunu ifade eden bir kişiyi de çağırmışlar. Bu bilerek mi, bilmeyerek mi yapılmış bilmiyoruz ama CHP çıkan haberlere rağmen bununla ilgili bir açıklama yapmıyor. Şimdiye kadar bu konuda sessiz kalmalarını not ediyoruz ve bunun altını çiziyoruz. Türkiye’nin kuracağı güvenli bölgeye ‘soykırım koridoru’ diyen birisinin konferansa davet edilmesi ve bu konuda sessiz kalınması ibretliktir bir durumdur. Suriye sorunu ve gerçekliğini anlamaları bakımından bu konferans CHP’ye faydalı olmuştur, memleket için bir faydası yok. Zaten memleketin tamamı bunu biliyor, bilmeyen sadece CHP’ydi” açıklamasında bulundu.
“17 yılda toplam 1 trilyon 215 milyar lira harcama yapılmıştır”
İstanbul’da yapılan deprem konferansına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılmamasına ilişkin konuşan Çelik, “Her türlü taraf ve her türlü kesim toplantılara davet ediliyor. Her kesim oradayken gelenler bellidir, gelmeyen kim bellidir. Esas mesele vatandaşımızın ihtiyaçlarına odaklanmaktır. İş üretmek yerine kişisel konularla gündeme gelmek gibi tutum içinde olanların bu süreç içinde bir fayda üretmeleri beklenmiyor” dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da olası bir deprem için toplanan paraların nerede olduğu ile ilgili yönelttiği soruların hatırlatılması üzerine rakamları açıklayan Çelik, “Deprem olduğundan beri deprem meselesi ile ilgili deprem paraları ile ilgili açıklama yapıyorlar. Fakat enteresandır, hangi cevabı verirseniz verin, hangi rakamları verirseniz verin paralel bir evrende yaşıyorlar ve söylediğiniz hiçbir şeyi duymuyorlar, itiraz da edemiyorlar. Söyledikleri rakamın çok çok üstünde bir harcama, şimdiye kadar sıfırdan yapılan yapılar, depreme dayanıklı yapıların yapılması, güçlendirme, alt yapı ve üst yapının güçlendirilmesi bakımından son 17 yılda toplam 1 trilyon 215 milyar lira harcama yapılmıştır” diye konuştu.
“AK Parti’nin gündeminde böyle bir mesele yok”
Faruk Çelik’in yüzde 50’nin Türkiye’yi yoracağı, yüzde 40+1 önerisinin hatırlatılması üzerine Çelik, “AK Parti’nin gündeminde böyle bir mesele yok. Faruk Çelik değerli bir arkadaşımız, kendi kişisel görüşünü söylemiş. Temel mesele, referanduma götürülmüş bir sistem değişikliği var, vatandaşımız buna güçlü bir destek vermiş, bu bir yapboz tahtası değil. Vatandaşımızın onayından geçmiş bir şeyi bu kadar kısa zamanda herhangi bir ihtiyaç, toplumsal talep söz konusu değilken tekrar değiştirmek gibi bir tasarrufun içinde olmayız” şeklinde konuştu.
Saadet partisi Genel Başkanının bu konuya ilişkin yaptığı açıklamayı hatırlatan Çelik, “Saadet Partisi Genel Başkanı artık siyasi açıklama yapmıyor, bütün açıklamalarını şaka olarak değerlendiriyoruz, kötü espriler yapıyor. Bizden gelmeyen bir açıklamayı bize mal edip ondan sonra üzerine argüman kuruyor. Kendi partisi ile uğraşmasında daha büyük bir fayda olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Hala birileri kendilerini milletin üstünde görme hastalığından kurtaramadılar”
Emekli amiral Atilla Kıyat’ın sosyal medya hesabından yaptığı, “Seçim barajını yüzde 10’a çıkaran Kenan Evren ile bugün seçilme barajını yüzde 40’a düşürmeye kalkan kişi arasında hiçbir fark yoktur, sonları da benzeyebilir” açıklamasını okuyan Ömer Çelik, “Bu şahıs amirallik yapmış. Kendi ülkesinin devlet başkanını belli bir son ile tehdit edecek kadar şuurunu kaybetmiş. Bir siyasi tartışma yapıldığı zaman bunlar nasıl zihniyetlerdir ki hemen siyasi cellatlığa soyunuyorlar. Birisi çıkıp kendisinin Türk ordusunun bir mensubu olduğunu unut, bir takım Nazi subaylarına benzetmeye kalkarsa, bu ne kadar yakışık alırsa, kendisinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ve devlet başkanına karşı yaptığı açıklama bu kadar yakışık alır. Tutmuş siyasi cellatlık yapmaya çalışıyor, Cumhurbaşkanına bir son biçmeye çalışıyor. Son biçmeye çalışanların karşılığını bu millet 15 Temmuz’da verdi. Bu kadar ahlaksız, bu kadar izandan yoksun, bu kadar gayriinsani bir şey olabilir mi? TSK bütün unsurları ile demokrasiye bağlı bir kurumdur, demokrasi dışında herhangi bir düşünce içinde kimsenin olması düşünülemez. Bu şahısların bu zihniyetle bu rütbelerde görev yapmış olması tabii ki TSK’yı bağlamaz. Kendi devlet başkanına karşı bir zaman amirallik görevi yapmış birisinin bu derece siyasi cellatlık içerisine girmesi son derece vahim bir durumdur. Herhangi meseleyi tartışırken makul bir şekilde tartışamayacak mıyız? Bir devlet başkanını, cumhurbaşkanını böyle siyasi cellat üslubu ile tehdit etmek ne demektir? Bu kadar ahlaksız, izansız bir yaklaşım olabilir mi? Hala birileri kendilerini milletin üstünde görme, demokrasinin üstünde görme hastalığından kurtaramadılar” açıklamasında bulundu.