“AK Parti gündem değiştirmeye çalışıyor” eleştirilerini de değerlendiren Çelik, “Neyin gündemini değiştirmeye çalışıyoruz? Asıl gündemi değiştirmeye çalışan bu bildiriyi yazanlardır. Eğer gündem değiştirilmesinden bir rahatsızlığınız varsa bu bildiriye karşı koyun. Sırf AK Parti’ye yarıyor diyerek demokratik bir tavır alamayanlar aslında topluma şunu söylemiş oluyorlar; demokratik hakları, düzeni, siyaseti savunmakla AK Parti’nin özdeşleştiğini açık bir şekilde itiraf etmiş oluyorlar. Dolayısıyla biz antidemokratik bir teşebbüse eğer demokratik bir tavırla karşı çıkarsak bu AK Parti’nin işine yarar diyerek bundan uzak duruyorlar. Aslında bu demokratik duruşun AK Parti özdeşleştiğinin, antidemokratik duruşun ise onlarla özdeşleştiğinin kendi dillerinden açık bir itirafıdır” açıklamasını yaptı.
“Keşke bütün partiler bu bildiriye karşı çıksaydı” diyen Çelik, “Ama bazı partilerin maalesef yazılımı demokrasiyi virüs gibi algılıyor, muhtırayı aşı gibi algılıyor. O sebeple zamanında doğru tavır koyamıyor. Sürekli olarak kendi muhtıra siyasetini mutasyonla yenilemek durumunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
Emekli olmuş kişilerin Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşma hakkının olmadığını söyleyen Çelik, “Burada sürekli olarak kendi dönemlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri çok başarılıymış, kendileri gittikten sonra başarısızmış gibisinden bir tutum içerisine girmeleri modern askerlik kavramına da aykırı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleneklerine ve felsefesine de aykırıdır” dedi.
Bildiride imzası olanlar arasında çok sayıda CHP üyesinin olduğunun altını çizen Çelik, “Bu gözüküyor. Çeşitli beyanlarında kendileri de açıklıyorlar, tablo ortada. Şimdiye kadar hiçbir muhtıra, hiçbir müdahale, hiçbir darbe karşısında CHP’nin demokratik bir tavır aldığını görmedik. Son dönemlerde bunu değiştirmek yönünde bir takım teşebbüsler söz konusuydu, işte bu tabloda da bunun bir makyaj düzeyinde kaldığını gördük. Organize olmuş 104 emekli askerin Cumhurbaşkanı Marmaris’te iken ve gece yarısı yayımladıkları bir bildiri karşısında bile bu iş yanlış olmuştur gibisinden 3 kelimelik bir cümle kuramıyorlar. Bu bildirinin ne kadar doğru olduğuna dair onlarca cümle kurdular. İçlerinden bir tanesi ‘biz bu iktidarı TRT’de canlı yayınla yargılayacağız, üstelik bunu yabancı dillerle de dünyaya duyuracağız’ diyerek bir siyasi cellatlığa soyunuyor. Bunların Yassıada mahkemelerinin başkanlarının yaptığı konuşmadan bile daha vahşi ve ileri konuşmalar olduğu açıktır” diye konuştu.
“Görevdeki bir takım kahraman mensuplarımızı bir şekilde işin içine sokma teşebbüsü de oluyor. Ben asla Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan birilerinin bu antidemokratik süreçlerin bir parçası olacağını düşünmek istemem ama tabii ki geçmişteki muhtıra teşebbüslerinde gördünüz. 28 Şubat döneminde bunların eylem planı olarak ortaya koydukları şeyin aslında yurt dışındaki bir eylem planının tercümesi olduğu ortaya çıkmıştı. 15 Temmuz’da da gördük. Bazı senatörler çıkıp, ‘Türk ordusu bu iktidara müdahale ediyor.’ Dolayısıyla yargının işi ayrıdır, ben sadece siyasi analiz yapıyorum. Bu tip işlerin nasıl işlediğine dair şimdiye kadar bildiklerimizi bir şekilde paylaşıyorum. Ama tabii ki Cumhuriyet Başsavcısı çok yönlü olarak bakacaktır. Cumhuriyet Başsavcısının nelere ulaştığını zaman içerisinde bizde göreceğiz.”