Mamati, “Kız bakıyor ya, adam sapık. İddianamenin içeriğinde çok korkunç bir şey var, yeni açıklanan iddianamede. Bu adam ayda 300 tane genç avukatla görüşüyor. İçeride ne yaptıklarıyla ilgili detaya girmeyeyim, çok gizli bir soruşturma. Ayrıntıları var da Türkiye bunu gündem yapıp ciddi travma yaşamasın. Bu avukatlara fiziksel temasta da bulunuyor, açık görüşlerde, görüş sırasında. Yakında görürsünüz. Adam her bulunduğu yeri angaje edebilen birisi. Devlet de adamı cezaevi cezaevi gezdiriyor ama nasıl olursa uyum sağlıyor. Oradaki kuralları esnetiyor. En son dosyada çok acayip bir not var. Görüşteki kameranın açısının ne olduğunu tespit edilmesini istiyor. Çünkü kamera açısına göre taciz edecek. Bununla ilgili not yazıyor avukata gizlice veriyor, o ele geçiriliyor. Akıbetini bilmiyorum. Sapık kelimesi neyi temsil ediyorsa onun silinip yerine Adnan’ın yazılması gerekiyor” dedi.
Erzurum Barosu açıklama yaptı
Sezer'in elindeki belge ve bilgileri soruşturma makamı ile paylaşması gerektiğini vurgulayan Göğebakan yazılı bir açıklama yaparak, "Sezer'in de bildiği gibi barolar soruşturma makamı değildir. Üslubu doğru olmasa da uyarıları için teşekkür ediyorum. Bildiklerini ve elinde belge varsa bunları soruşturma makamı ile paylaşması gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde suç işler. Zaten elinde bilgi ve belge olmadan yaptığı açıklama ile görevini yapan avukatları zan altında bırakamaz. Erzurum Barosu her zaman olduğu gibi bugün de ve bugünden sonra da görev ve yetki sorumluluğunu her zaman yerine getirmiştir, getirecektir. 'Kara bulutları dolaşıyor' diyerek kimseyi zan atında bırakmazsınız" diye konuştu.
Göğebakan, “Öncelikle bu tarzı beğenmesek de Furkan Sezer’den gelen uyarıyı dikkate alırız. Ancak hem baro hem de Erzurumlular olarak neye dikkat edeceğiz? Biz, hangi avukat, hangi cezaevinde, hangi tutuklu ya da hükümlüyle ne kadar görüşmüş ne konuşmuş bilmeyiz. Öyle ki, biz soruşturma makamı değiliz. Sonuçta avukatlar görevlerini yapıyor. Bu konuda kanunda bir sınırlama yok. Varsa elinde bir bilgi polise, savcılığa gitmeliydi. Adnan Oktar Erzurum’a getirilmeden önce İstanbul’daydı. Kaldığı cezaevinde de birçok avukat görüşmesi gerçekleştirdi. O zaman İstanbul Barosunu neden uyarmadın? İstanbul Barosu’nun üzerine çökmeyen kara bulut Erzurum Barosuna niye çöksün? Biz, görev ve yetki sorumluluğumuz içinde her şeyi yaparız ama avukatlar tutuklu ya da hükümlüyle görüşmüş diye baronun üzerine kara bulut çöker mi? Cezaevlerinde görüşme yapmak avukatların yasal hakkı. Böyle ortaya bir bomba atıp ‘dikkat etsinler’ demekle olmaz” ifadelerini kullandı.
Vali Çiftçi; “Erzurum üzerinden kampanya yürütülüyor”
Adnan Oktar’ın Erzurum Dumlu cezaevinde çok sayıda genç ve yeni mezun kadın
Sevda Güneş İncesu