AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen MYK toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. 104 emekli amiralin yayımladığı bildirinin Merkez Yürütme Kurulu’nda değerlendirildiğini kaydeden Çelik, bildiri ile ilgili bütün tartışmaların yakından izlendiğini ifade etti. Bunun siyasete müdahale teşebbüsü olduğuna dikkat çeken Çelik, “Türk siyasi hayatı bu tip teşebbüsleri çok yaşadı. Bu tip bildirilerin Türk siyasi hayatında neleri tetiklediğini demokrasiyi sakatlamaya dönük sivil siyaseti zehirlemeye dönük ne büyük sonuçlar doğurduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun hiçbir şekilde hafifletilecek küçük görülecek masum sayılacak herhangi bir tarafı yoktur. Cumhurbaşkanımızın Ankara dışında olduğu bir zamanda gece yarısı geçmişteki muhtıra teşebbüslerini hatırlatır şekilde aynı üslup ve yöntemle böylesine bir bildiri yayımlıyorlar. Böyle bir şey hukuk dışı, siyaset dışı, kesinlikle hiçbir açıdan meşru kabul edilemeyecek gayrimeşru bir teşebbüstür” açıklamalarında bulundu.
Çelik, bu bildiriyi son derece normalmiş gibi göstermeye çalışanların olduğunu dikkat çekerek, “Aslında geçmişte de bunu yapanlar vardı, bu demokrasi ikliminin zehirlenmesine, sivil siyasetin sakatlanmasına çanak tutanlardır. Böylesi bir bildiri karşısında ‘buna bu kadar tepki vermeye ne gerek var’ diyerek konuşanlar aslında geçmişteki geleneği sürdürerek demokratik iklimi zehirleme teşebbüsünün bir parçası haline gelmiş oluyorlar. Bu son derece nettir. Kayıtsız ve şartsız, net, bu bildirinin neye hizmet ettiğini biliyoruz ama tek hizmet etmediği şey Türkiye Cumhuriyeti’dir, Türkiye’nin demokrasisidir ve Türkiye’nin sivil siyasetidir. Baştan aşağı gayrimeşrudur, baştan aşağı reddediyoruz. Siyasi ve hukuki olarak en güçlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“Muhtıralar kadar bir de muhtıra siyaseti vardır” diyen Çelik, CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın açıklamalarına tepki gösterdi.
Çelik, CHP’nin bu bildiriye sahip çıktığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Geçmişte 1960’tan bu tarafa emekli askerlerin de içinde olduğu bu vesayet süreçlerinin nasıl tetiklendiğini, demokrasinin nasıl zehirlendiğini bilmiyor muyuz biz. O zaman birilerinin yine çıkıp bu süreçlere sessiz kalarak iş işten geçtikten sonra ne diyorlardı, ‘evet bu yapılanlar yanlıştır ama iktidarın da çok hataları vardır.’ 1960 ihtilalinden bu tarafa o ihtilali savunamayanların, o ihtilalin sonuçlarını, bir başbakanın, bakanların şehit edilmesini savunamayanların kaçtıkları gri bölge burasıdır. ‘Evet bu yanlıştı ama iktidarın da suçu vardı.’ Bu zehirleme faaliyetinin aynı şekilde devam ettiğini görüyoruz. ‘Bunu niye bu kadar abartıyorsunuz’ diyerek konuşanlar bunun aynı zamanda bu zehirleme faaliyetinin yeni bir versiyonunu ortaya koymuş oluyorlar. Muhtıra siyaseti mutasyona uğramıştır. Bunlar yakın zamana kadar yüksek bir şekilde demokrasiden bahsediyorlardı, demokratik süreçleri desteklediklerinden bahsediyorlardı ama ilk muhtırayı gördükleri anda muhtıra siyasetini mutasyona uğratarak tekrar devam ettirmeye başladılar. Çünkü bunların yazılımında demokrasi bir virüstür, muhtırayı ise bir aşı olarak kabul ederler. Demokrasiyi virüs gördükleri için muhtıra olmaksızın kendilerinin aşılanamayacağını düşünürler. Bu içerikle, bu üslupla, gece yarısı ve 15 Temmuz darbe girişimi sırasında olduğu gibi, Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz darbe girişimi sırasında neredeyse orada olduğu bir zaman diliminde bunun bu şekilde yayımlanmasının neresi masum olabilir.”
Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de güçlü mücadeleler verildiği bir dönemde 104 emekli amiral tarafından yayımlanan bildiriyle bütün dünyada ‘104 tane emekli amiralden Türk hükümetine bildiri’ başlığı ile haberler geçildiğini sözlerine ekleyen Çelik, “Kimi sevindirmiştir bu. Yunan medyasındaki sevinci görüyoruz. Türkiye’nin rakibi olan devletlerin nasıl büyük bir sevinç içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu kadar sayıda emekli askerin bir araya gelerek bildiri yayımlaması dünyanın her demokrasisinde bir problemdir. Bu sıradan bir olay değildir. Bunu sıradan göstermeye çalışanların yapmaya çalıştığı şey buna zımnen destek vermektir” dedi.
“AK Parti gündem değiştirmeye çalışıyor” eleştirilerini de değerlendiren Çelik, “Neyin gündemini değiştirmeye çalışıyoruz? Asıl gündemi değiştirmeye çalışan bu bildiriyi yazanlardır. Eğer gündem değiştirilmesinden bir rahatsızlığınız varsa bu bildiriye karşı koyun. Sırf AK Parti’ye yarıyor diyerek demokratik bir tavır alamayanlar aslında topluma şunu söylemiş oluyorlar; demokratik hakları, düzeni, siyaseti savunmakla AK Parti’nin özdeşleştiğini açık bir şekilde itiraf etmiş oluyorlar. Dolayısıyla biz antidemokratik bir teşebbüse eğer demokratik bir tavırla karşı çıkarsak bu AK Parti’nin işine yarar diyerek bundan uzak duruyorlar. Aslında bu demokratik duruşun AK Parti özdeşleştiğinin, antidemokratik duruşun ise onlarla özdeşleştiğinin kendi dillerinden açık bir itirafıdır” açıklamasını yaptı.
“Keşke bütün partiler bu bildiriye karşı çıksaydı” diyen Çelik, “Ama bazı partilerin maalesef yazılımı demokrasiyi virüs gibi algılıyor, muhtırayı aşı gibi algılıyor. O sebeple zamanında doğru tavır koyamıyor. Sürekli olarak kendi muhtıra siyasetini mutasyonla yenilemek durumunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
Emekli olmuş kişilerin Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşma hakkının olmadığını söyleyen Çelik, “Burada sürekli olarak kendi dönemlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri çok başarılıymış, kendileri gittikten sonra başarısızmış gibisinden bir tutum içerisine girmeleri modern askerlik kavramına da aykırı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleneklerine ve felsefesine de aykırıdır” dedi.
Bildiride imzası olanlar arasında çok sayıda CHP üyesinin olduğunun altını çizen Çelik, “Bu gözüküyor. Çeşitli beyanlarında kendileri de açıklıyorlar, tablo ortada. Şimdiye kadar hiçbir muhtıra, hiçbir müdahale, hiçbir darbe karşısında CHP’nin demokratik bir tavır aldığını görmedik. Son dönemlerde bunu değiştirmek yönünde bir takım teşebbüsler söz konusuydu, işte bu tabloda da bunun bir makyaj düzeyinde kaldığını gördük. Organize olmuş 104 emekli askerin Cumhurbaşkanı Marmaris’te iken ve gece yarısı yayımladıkları bir bildiri karşısında bile bu iş yanlış olmuştur gibisinden 3 kelimelik bir cümle kuramıyorlar. Bu bildirinin ne kadar doğru olduğuna dair onlarca cümle kurdular. İçlerinden bir tanesi ‘biz bu iktidarı TRT’de canlı yayınla yargılayacağız, üstelik bunu yabancı dillerle de dünyaya duyuracağız’ diyerek bir siyasi cellatlığa soyunuyor. Bunların Yassıada mahkemelerinin başkanlarının yaptığı konuşmadan bile daha vahşi ve ileri konuşmalar olduğu açıktır” diye konuştu.
Bu tip işlerin mutlaka yurt dışı bağlantısının da olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
“Görevdeki bir takım kahraman mensuplarımızı bir şekilde işin içine sokma teşebbüsü de oluyor. Ben asla Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan birilerinin bu antidemokratik süreçlerin bir parçası olacağını düşünmek istemem ama tabii ki geçmişteki muhtıra teşebbüslerinde gördünüz. 28 Şubat döneminde bunların eylem planı olarak ortaya koydukları şeyin aslında yurt dışındaki bir eylem planının tercümesi olduğu ortaya çıkmıştı. 15 Temmuz’da da gördük. Bazı senatörler çıkıp, ‘Türk ordusu bu iktidara müdahale ediyor.’ Dolayısıyla yargının işi ayrıdır, ben sadece siyasi analiz yapıyorum. Bu tip işlerin nasıl işlediğine dair şimdiye kadar bildiklerimizi bir şekilde paylaşıyorum. Ama tabii ki Cumhuriyet Başsavcısı çok yönlü olarak bakacaktır. Cumhuriyet Başsavcısının nelere ulaştığını zaman içerisinde bizde göreceğiz.”