AK Parti’den yapılan açıklamada, AK Parti teşkilatı tarafından 81 ilde eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve gazeteci Can Ataklı hakkında darbe, CHP’li Fikri Sağlar hakkında ise başörtüsü ile ilgili açıklamaları nedeniyle suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi. Açıklamada, “AK Parti teşkilatları olarak 81 ilimizde Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında Türk Ceza Kanunu’nun ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ başlığını taşıyan 21’nci maddesine istinaden cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunuyoruz. Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, doğrudan milletin yürüttüğü ve onun temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yönettiği bir istiklal mücadelesi sonunda kurulmuştur. Temelinde milli iradenin üstünlüğü olan Cumhuriyetimiz, çok partili siyasi sistemle birlikte bu vasfını siyasi alanda da tam manasıyla hayata geçirmiştir. Elbette, en başından beri her dönemde milli iradenin üstünlüğünü hazmedemeyenler olmuştur. Milli irade düşmanlığı, kimi zaman darbeci, kimi zaman vesayetçi, kimi zaman marjinal akımların temsilcisi olarak karşımıza çıkmıştır. Hepsi de faşizmin en ilkel, en karanlık, en nobran söylemleri ve eylemleriyle millete, milletin değerlerine, tarihine, kültürüne saldıran köhne zihniyetin mensuplarıyla mücadele etmek, kendine bu ülkenin demokrat, yerli ve milli bireyi olarak gören herkesin en başta gelen sorumluluğudur. Yakın tarihte 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a kadar uzanan nice acı hatıraları hala hafızasında canlı olan milletimiz, faşist zihniyete karşı gösterdiği ilkeli ve güçlü duruş sayesinde ülkemizin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımının partimiz vasıtasıyla gerçekleştirilebilmesini sağlamıştır. AK Parti olarak en büyük gururumuz ve mutluluğumuz, bu büyük atılımda milletimizin temsilcisi olarak mücadele safının en önünde yer alıyor olmaktır. Türkiye’nin kalkınma ve demokrasi yolculuğunda kat ettiği mesafedeki başarısı; akıl, vicdan ve izan sahibi herkes tarafından takdirle teslim edilmektedir. Bu sayede ekonomiden hak ve özgürlüklere kadar her alanda dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle mukayese edilebilecek bir yere geldiğimizi en iyi milletimiz biliyor. 2023 hedeflerinde somutlaşan büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası gayretlerimizi, inşallah, zaferle neticelendireceğiz. Türkiye’de halen darbenin çözüm olduğuna inanan faşist zihniyet her fırsatta değişik ifadelerle kendini göstermektedir. Kimi zaman milli iradenin tecelligahı olan Meclis’in mehabetini bozan, kimi zaman medya mecralarını kirleten, kimi zaman eskiden mensubu oldukları kurumların saygınlığına zarar veren bu zihniyet sahipleriyle hukuk önünde hesaplaşmakta kararlıyız. Bu örneklerden biri, CHP’nin resmi yayın organı olan bir televizyon kanalında ‘başörtülü bir hakimin tarafsız olamayacağını ve adil yargılama yapamayacağını’ söyleyen eski milletvekili ve bakan Fikri Sağlar’ın ortaya koyduğu tavırdır. Türkiye’nin artık geride bırakmış olması gereken, büyük acıların çekildiği ve bedellerin ödendiği bir meseleyi yeniden gündeme getiren bu kişi, CHP’nin demokrat yaldızı altındaki faşist yüzünü bir kez daha sergilemiştir” denildi.
Yapılan bu açıklamaların milli iradenin üstünlüğünü esas alan kazanımları hala hazmedemeyenlerin vesayet ve darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuştuğunu gösterdiği kaydedilen açıklamada, “Gazeteci kimliğiyle yaptığı bir sosyal medya paylaşımında ise Can Ataklı, Cumhurbaşkanımızın seçimle gitmeyeceğini, ordunun darbe kabiliyetinin kalmadığını, artık tek ümidin ülkenin halkta öfkeye yol açacak büyük bir felakete uğraması olduğunu söyleyebilecek kadar derin bir sefalete düşmüştür. Darbe ve felaket çığırtkanlığı yapan bu zihniyet, ülkemiz için bizatihi bu tehditlerin kendisi kadar tehlikelidir. Aynı şekilde, Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ’un 27 Mayıs darbesinin şayet rahmetli Menderes erken seçim kararını ilan etseydi olmayabileceği, böyle bir durumda da iktidarın zaten CHP’ye geçeceği yönündeki açıklamaları, zihinlerin gerisindeki darbe sevdasını açık etmiştir. Sadece bu üç örnek dahi, Türkiye’nin 97 yıllık Cumhuriyet tarihinde elde ettiği milli iradenin üstünlüğünü esas alan kazanımları hala hazmedemeyenlerin vesayet ve darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuştuğunu göstermeye yeterlidir. Demokrasi tarihimizde siyasetin darbelerle inkıtaya uğratıldığı dönemler olmuştur. Bugün seçilmişlerin en kritik demokratik mücadele süreci devam ederken, bu tür söylemlerin ve yaklaşımların, kesinlikle iyi niyetli olmadığı, arkasında farklı ajandaların ve gayelerin bulunduğu tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıktır. Unutulmamalıdır ki terörle ve her türlü vesayet odağı ile mücadele demokrasiyi koruma mücadelesidir. Hak ve özgürlük mücadelesinde ülkemizin elde ettiği kazanımlara, vesayetten darbeye, terör örgütlerinin saldırılarından uluslararası tuzaklara kadar nice badireleri göğüsleyerek sahip çıkan milletimizin, bu karanlık zihniyete de hak ettiği dersi, demokrasi ve hukuk sınırları içinde vereceğinden şüphe duymuyoruz. Türkiye’nin 81 vilayetindeki AK Parti teşkilatları olarak biz de, yapılan bu saldırıları demokrasinin kalbi milli iradeye, onun taşıyıcısı siyaset kurumuna ve nihayetinde bizatihi demokrasimize, partimize ve seçilmiş Cumhurbaşkanımıza yönelik bir saldırı olarak görüyor ve hukukun bize verdiği hakları kullanarak, suç duyurusunda bulunmak suretiyle, milletimize ve tarihe karşı görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Tüm diğer siyasi partileri de demokrasi karşıtı bu açıklamalara tepki vermeye davet ediyoruz. Benzer her türlü girişime karşı da aynı kararlılıkla mücadele edeceğimizi özellikle belirtmek istiyoruz” ifadelerine yer verildi.