Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Diyanet Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmasında, “Terörist insanlığa karşı işlediği suçlar sebebiyle bu sıfatı hak eden kişidir. 11 Eylül’de bir avuç teröristin ABD’ye yaşattığı acı ve dehşetin faturasının tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez” dedi.
Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak üzere ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada çeşitli temaslarda da bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki temasları kapsamında ABD’nin ilk çift minareli camisi olma özelliği taşıyan Amerika Diyanet Merkezi’nin de resmi açılışını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada gerçekleştirdiği konuşmasında, Türk-Amerikan kültür ve medeniyet merkezinin ABD’de yaşayan vatandaşlara, Müslümanlara hayırlı olmasını temenni ederek, “Bu araziyle veya arsayla tanışmam oğlumun buradaki eğiti-öğretim yıllarında bir ABD seyahatimde bir Ramazan iftarına davet etmişti. Ben de o konteynerin içinde oradaki 25-30 kişi ile birlikte iftar yapmak suretiyle burayla tanışmıştım. Şimdi o konteyner böyle bir medeniyet merkezine dönüştü. Ey Rabbim sana ne kadar ham etsek azdır diye niyaz ediyorum. Bundan yaklaşık 3 yıl önce buranın temelini atmıştık. Temelini attığımız gün gerçekten o tabloları izlediğimde bugünü düşlemiştim. Artık tablolardan gerçeğine gelmiş olduk” dedi.
“BU YATIRIM HİÇ CİVAR BÖLGELERDEKİ AMERİKALI MÜSLÜMANLARA DA HİZMET VERECEKTİR”
Dönemin Maryland belediye başkanına ve şimdiki belediye başkanına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu medeniyetler arası çatışma değil, medeniyetler arası ittifaktır. Bunun adımı atılmış oldu. O gün konuşurken bu merkeze verdiğimiz önemden bahsetmiştim. Bugün karşımda düşündüğüm ve gerçekten onun ötesinde bir muhteşem külliyeyi, eseri görüyorum. Emeği geçen gerek Diyanet İşleri Başkanı ve teşkilatımız gerek buradaki eserin mimari projelerini hazırlayan, camimizin ve diğer bütün eserler içinde hat, tezhip buna yönelik çalışmaları yürüten ustalarımıza, tüm işçilerimize huzurunuzda şahsen milletim adına teşekkür ediyorum. Özellikle Osmanlı mimarisine göre yapılan 750 kişi kapasiteli bu cami bizlere adeta Türkiye’deymişiz hissini uyandırıyor. Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi caminin yanı sıra konferans salonu, kütüphanesi misafirhanesi, spor salonu, sosyal tesisleri ve yemekhanesi bir de tabi hamamıyla külliye. Bu özellikleriyle merkezimiz ibadethane yanında sosyal ihtiyaçları karşılayacak şekilde tasarlanmış ve hayata geçirilmiştir. Maryland eyaletinde yapılan bu yatırım hiç şüphesiz civar bölgelerdeki Amerikalı Müslümanlara da hizmet verecektir” ifadelerini kullandı.
“11 EYLÜL’DE BİR AVUÇ TERÖRİSTİN ABD’YE YAŞATTIĞI ACI VE DEHŞETİN MÜSLÜMANLARA FATURA EDİLMESİ ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Külliyenin Amerika’da yaşayan tüm Müslümanlar için hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezimizin mimari güzelliği elbette takdire şayandır. Ama bunun asıl önemli olan yanı Amerika’daki Müslüman kardeşlerime vereceği hizmettir, vereceği manevi huzurdur. Bu binalara hayat verecek, adeta ruh verecek olan sizlerin çalışmaları olacaktır. İslam’ın insanlığı kucaklayan değerlerini, Peygamberimizin sevgi ve merhamet mesajını buradan ABD’ye ve dünyaya duyurma konusunda merkezimize önemli görevler düştüğünü düşünüyorum. Dünyada ve ABD’de ne yazık ki Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlüğün ve önyargının yükselişte olduğu dönemden geçiyoruz. İşte bunun için bu merkez büyük önem taşıyor. Bugün aramızda bulunan Müslüman derneklerinin ve ABD’ye yaşan Müslümanların 11 Eylül saldırılarının ardından ülkeye hakim olan olumsuz havayı dağıtmak için çalıştığın çok iyi biliyorum. Her zaman ifade ediyorum. Terörizmin dini, milliyeti, ırkı, kökeni kesinlikle yoktur. Terörist insanlığa karşı işlediği suçlar sebebiyle bu sıfatı hak eden kişidir. 11 Eylül’de bir avuç teröristin ABD’ye yaşattığı acı ve dehşetin faturasının tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez. Bu üzücü olayın ardından Müslüman toplumlara ve bireylere karşı olan önyargılar ABD ile birlikte Batının tamamında giderek tırmandırmayı sürdürdü. Şuanda Brüksel’de terör var. Paris’te terör var. Ama bunu unutmayın Türkiye’de terör bunlarla mukayese edilemeyecek derecede var. Lahor’da bunlarla mukayese edilemeyecek derecede var. Bunları görelim” açıklamasını yaptı.
“BAŞKANLIK YARIŞINDA BAZI ADAYLARIN BU GÖRÜŞLERİ SAVUNUYOR OLMALARINI HAYRETLE VE ŞAŞKINLIKLA İZLİYORUM”
Türkiye’nin 35 yıldır terör ile mücadele ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı, şunları kaydetti:
“Teröre verdiğimiz kurban sayısı 40 bini buldu. Fakat biz bunlara rağmen şu anda Batıda Türkiye’den kaçıp dolaşan teröristleri istediğimiz zaman bu teröristleri bize iade etmiyorlar. İşte geçenlerde Brüksel olayının faili kendilerine haber verdiğimiz bir teröristti. Belçika yönetimine bunu bildirdik. Belçika yönetimi bunun dosyasında herhangi bir şey yok dedi ve bomba patladı. Kim samimi? Biz dürüstüz, biz dayanışmaya paylaşamaya hazırız. Değerli kardeşlerim bütün bu üzücü olayların ardından hala Müslümanları terörist olarak suçlayanlar ortada dolaşıyor. Çok ilginç ABD’de devam eden Başkanlık yarışında bazı adayların bu görüşleri savunuyor olmalarını hayretle ve şaşkınlıkla izliyorum. Oysa Müslümanlar bu ülkenin asli unsurları arasında yer alıyor. Toplumun diğer kesimleri gibi Müslümanlar ABD’nin gelişmesinde, çok daha güçlenmesinde onlar da katkı veriyorlar. Sayın Başkan Obama’nın yakın zamanda yaptığı bir konuşmada değindiği gibi ABD’de yaşayan Müslümanlar, Amerikanlık veya Müslümanlık arasında bir seçime zorlanamaz. Biz önyargıları kırmaya çalışırken ne yazık ki Müslüman kimliği ile hareket eden gözü dönmüş bazı gruplar söylemleri ve tavırlarıyla İslam karşıtı kesimlere hizmet ediyorlar. Bunların başında DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab gibi örgütler yer alıyor. ülkemizde ise PKK, DHKP-C, Suriye’nin kuzeyinde PYG, YPG gibi örgütleri var. Ama bir ne yazık ki dindar görünmek suretiyle bir adım daha var ki bu beni en çok üzen olaydır. Brookings Enstitüsünde vereceğim konferans öncesinde bu terör örgütleri ile legal görüntüde illegal bir örgüt görüntüsü veren paralele devlet yapısının temsilcilerini gördüm.”
“ACABA BİZİM ÜLKEMİZDEKİ MEDYANIN GÖZÜNDE DE BU GÖZYAŞINI GÖREBİLECEK MİYİZ?
Sadece Türkiye’deki terör örgütleri değil Ermeni ASALA örgütünün de orada bulunduğunu bildiren Erdoğan, “İşte aldığım bir haber Ermenistan-Azerbaycan sınırında çatışmalar ciddi manada sürüyor ve bu çatışmalarda her iki taraf da ciddi zayiat veriyor. Az önce bir Azeri televizyonu önümü kesti. Onun gözlerinde gözyaşı gördüm. Acaba bizim ülkemizdeki medyanın gözünde de bu gözyaşını görebilecek miyiz? Benim Mehmet’im, polisim, köy koruyucum oralarda Güneydoğu, Doğu huzuru sağlayabilmek uğruna canlarını vermeyi bir kenara koyuyor koşuyor ama bazıları öyle başlıklar atıyorlar ki, ‘Biz hangi ülkenin evladıyız bunlar hangi ülkenin evladı?’ diye bu soruyu sormaktan geri duramıyorsunuz. Aynı şeyi Irak’ta Suriye’de farklı olarak yaşadık. Öldüren Allahu Ekber diyor, ölen Allahu Ekber diyor. Müslümanlar olarak dinimizi lekelen kişilerle ve gruplarla bıkmadan usanmadan mücadele etmeli, doğruları anlatarak onları ıslah etmeliyiz. İşte bu merkezi bu hassasiyetlerin temel taşı olarak görüyoruz. Farklı inançlara mensup Amerikalılarla ortak düşmanımız olan nefret ve ön yargıya karşı birlikte mücadele etmeliyiz. İslam’ın almaktan çok vermeyi tavsiye eden, komşusu açken tok yatmayı yasaklayan öldürmeyi değil yaşatmayı emreden gerçek yüzünü ABD ile tüm uluslararası camiaya göstermeliyiz” dedi.
Erdoğan konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Açılışını yaptığımız kültür ve medeniyet merkezimizin tüm bu çalışmalara öncülük edeceğine inanıyorum. Külliyede hizmet verecek olan Yunus Emre Enstitüsü de Türk dilinin ve kültürünün zenginliklerini bu bölgede yaşayan Amerikalılara tanıtılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Hükümetler arası ilişkiler kadar önemli hale gelen bireyler arası işbirliğinin artması için birbirimizin dilini, kültürünü ve adetlerini doğru bir şekilde öğrenmeliyiz. İnanıyorum ki bu çevrede yaşayanlar burada Türk mutfağını da görecekler. Türk-Amerikan kültür ve Amerikan merkezi bu fikir üzerine inşa edilmiştir. Buradan tüm kardeşlerime bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Asla ümitsiz olmayın. Müslüman rahmetle büyür, rahmetle gelişir fakat rahmet ümidimin budur sebebidir derken şair, Rabbimiz buyuruyor ki rahmetim gazabımı çok ama çok aşacaktır. Buna müjdeye inanarak Rabbimin rahmetinden ümidimi kesmedim kesmiyorum diyor.”