Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’in katılımıyla Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nda Maarif Kongresi gerçekleştirildi. “Öğretmen Gözüyle" temasıyla oyun ve arkadaşlığın, ailenin ve sosyal sorumluluk çalışmalarının eğitime etkisinin ele alındığı kongrede Bakan Tekin, “Erzurum’u seçme sebebimiz sahip olduğu köklü tarih, milli mücadelemizdeki önemli yeri ve Anadolu irfanı açısından sahip olduğu değerdir” dedi.
Eğitimde milli kimlik, milli şuur...
Eğitimde milli kimlik ve şuurun önemine dikkat çeken Bakan Tekin, “Gençlerimizi 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz” vurgusunu paylaştı. Göreve geldiği günden itibaren her türlü sorunun üzerine gittiklerini ifade ederek hoş görünme derdinde olmadıklarının altını çizen Bakan Tekin, “Gündelik siyasi gerilimlerle vakit kaybedemeyiz” ifadelerini kullandı.
Kongreye Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, AK Parti MKYK Üyesi Fevzi Polat, Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız ve çok sayıda öğretmen katıldı.
Bakan Tekin’e destek
Öğretmenlik mesleğinin zorluklarına dikkat Çeken Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Öğretmenlik çok kutsal bir vazife. Bize bilmediklerimizi öğreten, yol gösteren, ışık yutan eğitim mensuplarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Bakanımızın hizmetlerinde daima yanında olduğumuzu ve güzel ülkemizin milli, manevi değerleri doğrultusunda eğitime yön vermeye çalıştığını sevinerek izliyoruz ve başarılar diliyoruz” dedi.
Vali Çiftçi eğitimin önemine dikkat çekti
Kongrede konuşan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, “21. asrın şu buhranlı günlerinde “Anadolu Türk-İslam İrfanı”nı gençlerimizle buluşturmak, çok büyük önem arz etmektedir. Son zamanlarda modern popüler kültürün gençlerimiz üzerindeki etkisiyle artan şiddet olaylarını önlemede, kongrenin temaları arasında yer alan “aile, arkadaşlık, oyun ve sosyal sorumluluk çalışmaları”nın eğitime olan önemini bir kez daha gözler önüne sereceğini ümit ediyorum. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin, eğitim uygulamalarından en iyi şekilde faydalanmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen kongreye, şehrimizde ev sahipliği yapmanın mutluluğu ile başta Milli Eğitim Bakanımız olmak üzere kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese hürmetlerimi sunuyor, maarif ordumuza hayırlı çalışmalarında başarılar diliyorum” ifadelerine yer verdi.
81 il arasından seçildi
Maarif Kongresi için 81 il arasından Erzurum’un seçilme sebebini paylaşan Bakan Tekin, “Erzurum hem sahip olduğu köklü tarih, hem milli mücadelemizde sahip olduğu yer, hem de Anadolu irfanı açısından sahip olduğu değer bakımından önemli bir şehirdir. Dolayısıyla Maarif Kongresini burada gerçekleştirme kararı aldık. Ülkemizin eğitim ile ilgili önemli sorunlarının ele alındığı 1. Maarif Kongresi’nin 1921’de Ankara’da gerçekleşmesinden bu yana 103 eğitim öğretim yılı geçti. Bu 103 yılda neler oldu? Nereden başladık ve nereye geldik? Süreci doğru okumak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Malumunuz eğitim, memleketimizin kalkınmasının anahtarı olan varoluşsal bir süreçtir. Eğitim sistemlerinin sürekli değiştiği ve araştırma imkânlarının hiç olmadığı kadar geliştiği günümüz dünyasında bizim özgün ve özgür bir bakış açısını esas alan yeni bir dil ve perspektif inşa etme gayretimiz hepinizin malumudur. Bu durumda eğitim alanı, tabiatı itibarıyla statik olamaz. Bu dinamizmi dolayısıyla da sürekli bir aksiyonu öngörür. Bilimsel, pedagojik ve teknolojik gelişmeler, yenilenen ve dönüşen toplumsal ihtiyaçlar, küresel ve yerel düzeydeki farklılaşmalar, bireysel taleplerdeki çeşitlilikler… Bütün bunlar hayatın her alanında olduğu gibi, eğitim alanında da dönüşümü zorunlu kılmakta, bizi hep daha iyisini aramaya yöneltmektedir” diye konuştu.
Batılılaşma serüveninden eğitim de nasibini aldı
Batıyı örnek alarak eğitime şekil verme çabalarının geride kaldığını belirten Bakan Tekin, “Elbette eğitimi güncel tutmak, yeni olandan faydalanmak için köklerimiz üzerinde yol alacağız. Batılılaşma sürecinde, ergenlikte sık sık ailesine küsen bir genç gibi, kendi kültürümüze küsüldüğü, özümüzün yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Maalesef Batılılaşma serüvenimizdeki hatalı değerlendirmelerden eğitim de nasibini aldı. Ancak şimdi, başka ülkelerin eğitim sistemlerini idealize ettiğimiz, getirip biz de uygularsak her derdimize deva bulacağımızı düşündüğümüz günleri geride bıraktık. Komşunun ilacıyla tedavi olamayacağımızı artık öğrendik. İki yüz yıllık tarihî geçmişi olan ülkelerin uygulamalarını idealize etmekten, bizim işimize yarayacağını düşünmekten imtina ediyoruz.
Binlerce yıllık tecrübemizi görmezden gelen, sonradan görme, taklitçi zihniyetin bizi bir yere götürmediğini acıyla tecrübe ettik. Dünyanın birçok kültüründen daha kadim olan bir medeniyetimiz, kendimize ait bir birikimiminiz var. Yine sadece bize ait olan dertlerimiz, kemikleşmiş sorunlarımız da var. Bunları ancak bize ait reçetelerle çözebiliriz. Komşu derdini çözecek reçeteyi bulmuş olabilir. Biz kendi dertlerimize derman olacak düşünsel ve eylemsel bir gayret içindeyiz. Eğitim, tam bu noktada yerelden evrensele uzanmak zorunda. Ayaklarımızı sağlam bir zemine basmadan, her esintiye kapılarak şekilden şekle girme tehlikesine karşı tedbir almak istiyoruz. Eğitim sistemimizde millî bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı, millî bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaybedecek vakit yok
Siyasi tartışmaların gölgesinde kalmadan eğitim sisteminin önünü açmak istediklerini söyleyen Bakan Tekin, “Eğitim sistemimizin bütün kanallarını açık tutmak, politikalarımızın önünde engel teşkil eden, zaman zaman kaosa sebebiyet veren durumları bertaraf etmek için göreve geldiğimiz günden itibaren küçük büyük her türlü sorunun üzerine gittik. Bunu yaparken popülist kaygılardan uzağız. Hoş görünme derdinde değiliz. Öncelikle problemleri çözmek ve inandığımız eğitim anlayışının yolunu açmak istiyoruz. Gündelik siyasi gerilimlerle vakit kaybedecek bir lükse sahip değiliz. Hep birlikte, eğitim yoluyla güçlü bir Türkiye Yüzyılı inşa etme yolunda ilerleyeceğimize olan inancımla hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Allah emeklerimizi zayi etmesin, lütfuyla hepimizi muvaffak eylesin” dedi.
Nesrin DEMİR