7 çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalan Dilek Güneşer, gösterdiği çaba ve azmiyle bütün kadınlara örnek oluyor.
Yozgat’ta 10 yıl önce en küçük çocuğu 21 günlük iken, eşinin evi terk edip bir başka kadınla gitmesi üzerine 7 çocuğuyla tek başına kalan Dilek Güneşer, evinin geçimini sağlamak için lokanta ve restoranlarda çalıştı. Belediyeden gelen yardımları kabul etmeyen Güneşer, kendisine bir iş yeri açılması konusunda destek istedi. Çocukların küçük olması sebebiyle önce evinin yakınında açtığı iş yerinde yufka ve gözleme yapan Güneşer, daha sonra iş yerini şehir merkezinde Abide İş Hanı’na taşıyarak çalışmasını burada sürdürmeye başladı. Açtığı iş yerinde iki kişi çalıştıran Güneşer, kendi geçimini sağlarken, yanında çalıştırdıkları işçilerin de geçimine katkı sunuyor.
Eşinin 10 yıl önce kendilerin terk ettiğini belirten Güneşer, “10 yıl önce eşim bir başka kadınla beraber gitti ben de 7 çocukla kaldım. Eşimin gittiğinde en küçük çocuğum 21 günlüktü. O zaman ben hiç çalışmıyordum, işim yoktu. Belediye başkanımız benim durumumu öğrenmiş. Allah razı olsun kendisinden. Belediye başkanımız beni ziyarete geldi. ‘Sana yardımcı olalım’ dedi. Ben de ‘bana yardımcı olmayın iş verin, çalışmak zorundayım’, çünkü 7 çocuğum vardı, maaşım yoktu. Onlar da bana Kentpark’ta gözleme ve yufka ekmek yapmak için bir yer verdiler ve işe başladım. Hiç param yoktu belediyemizin sayesinde açtım iş yerimi. Un verdiler, dükkandan kira almadılar. Kendimi toparlayana kadar bana yardımcı oldular. Öylelikle çalışmaya başladım. Şu anda işçi çalıştırıyorum fakat çok sıkıntılı, işler çok düştü ama idare ediyoruz, kimseye muhtaç olmadan yaşıyoruz. Bağkur borcumu dahi ödeyemiyorum” dedi.
EN BÜYÜK DESTEKÇİLERİ ÇOCUKLARI
En büyük destekçilerinin çocukları ile kendi annesi ve babası olduğunu ifade eden Güneşer, “En büyük sevincim ve mutluluğum çocuklarımın yanımda olmasıydı. Onlara bakmam gerekiyordu, bırakamazdım, onları atamazdım. Mecburen çalışmaya başladım. Çocuğum çok küçük olduğu için annem ve babam bana destek oldu, çocuklarla onlar ilgilendiler. Her konuda yardımcı oldular. Daha sonra lokantada çalıştım, bulaşık yıkadım, temizlik yaptım, otelde çalıştım. Tekrar gözleme dükkanı açtım, kendi çabalarımla ayakta durmaya çalışıyorum. Çocuklar çok zorlandılar. Çünkü benim en küçük çocuğum 21 günlüktü bir ekmek parasına muhtaçtık biz. Büyük oğlum liseye gidiyordu. Liseyi bırakmış haberim yoktu. İşe girmiş çalışmış ilk haftalığını getirip ‘anne ekmek paramız’ demesi çok güzeldi. Ama çocuğumun hayatına mal oldu okuyamadı. İki kızımı gelin ettim, oğullarım askere gidip geldiler. Çocuklarım kendilerini toparladılar. Büyük oğlum şuanda işsiz, iş arıyor. Önce çalışıyordu, evimize katkı sağlıyor, benim destekçimdi, şimdi işsiz iş arıyor” diye konuştu.
Babasına ait evde oturduklarını dile getiren Güneşer, “Annem ve babam her konuda destekçilerim. Devletten özellikle çocuğumun hastalığı konusunda destek alıyorum, çünkü kızım rahatsız, hiçbir sosyal güvencemiz yok. Bağkur pirimini ödeyemediğim için yararlanamıyoruz. Çocuğumu sürekli Ankara Hacettepe Hastanesi’ne götürüp getiriyoruz. Çocuğum 0-18 yaştan dolayı ücretsiz tedavi oluyor. Çocuklarımla birlikte geçinmeye çalışıyoruz” dedi.
Gösterdiği azim ve çocuklarına olan sevgisi çevresindeki insanlar tarafından takdir edilen Güneşer, “Çocuklarımı askere gönderirken, kızlarımı gelin ederken, çevremdeki insanlar ‘Helal olsun bir anne tek başına bunları yaptı’ diyorlar bu da çok güzel bir şey. Ama mecburum ben bir anneyim” ifadelerini kullandı.
Lise ikinci sınıfa giden Kaniye Nur, annesinin kendilerine en iyi şekilde bakmaya çalıştığını ifade ederek, “Şu an annem çalışıyor, ben okula gidiyorum. Annem çalıştığı için okuldan gelince evin temizliğini yapıyorum, kardeşlerimin yemeklerini hazırlıyorum. Anneannem yardım ediyor. Annem evi geçindiriyor, Allah razı olsun, biz her zaman annemizin yanındayız. Annem benim hastalığımla yakından ilgileniyor, bana çok destek veriyor. Annem bizim her şeyimiz, annem işte olduğu zaman gelmesini dört gözle bekliyoruz. Annem geldiğinde oh be sonunda geldi diyoruz, çok mutlu oluyoruz” dedi.